Bir işin olup olmayacağını rüyada görmek için dua

İstihare nedir, nasıl yapılır, sünnette belirtilen istihare nedir, uyumak ve rüya görmek şart mıdır? Sorularına aşağıdaki yazıda cevap verilmeye çalışılmıştır.

İstihare yaratandan hayırlı şeyler istemektir, sözlük anlamı da bir konu hakkında hayırlı sonuçlar dilemektir. İstihare yapmak ya da istihareye yatmak; yapmak istediğimiz herhangi bir şeyin kendimize hayırlı olup olmayacağını öğrenmek için iki rekat namaz kıldıktan sonra dua edip uyumaktır. Amaç rüyada yapmak istediğimiz işin bizim için hayırlı olup olmayacağı konusunda bir işaret görmek veya bulmaktır. Ancak asıl olan uyumak ve rüya görmek olmasa da bazı İslami kaynaklara göre (Şerh Şir’atül-İslam) Namaz kılıp, dua da edildikten sonra abdestli halde kıbleye doğru yatmaktır. Ancak vakit uyumak için müsait değilse istihare namazı kılmak sünnettir.

İstihare işinin hayırlı olup olmadığını yüce Allah’a danışmak demektir. ben bir insanı dövsem, bir adamın parasını çalsam bir adamın ayağını kaydırsam bir adamın parasını çalsam haramla istihare olmaz birkaç gün biraz içki içsem böyle istihare olmaz bunun adı zulüm ve haram olur Peki nedir istihare? Bir kızınız var iki güzel nasibi olmuş, iki aile de düzgün efendi aileler, siz kızınızın hangisine gittiğinde hayırlı olacağını öğrenmek istiyorsunuz ve Allah’tan yardım diliyorsunuz işte bu bir istiharedir.

Bu işe başlarsam hayırlı olur mu olmaz mı?

Bu evi almak benim için hayırlı olur mu olmaz mı?

Bu şehre göç edeceğim hayrıma mıdır yoksa değil midir?

Eğer namazı kılıp duanızı ettikten sonra kıbleye doğru yatarsanız rüyanızda göreceğiniz yeşil veya beyaz renk merak ettiğiniz iş konusunda hayırlı bir işarettir ancak kırmızı veya siyah renk görürseniz o iş sakıncalı bir iştir ve ondan uzak durmak gerekir denmektedir.

Bundan gayrı, açıkça belirtildiği gibi, beyaz ve yeşil ya da kırmızı ve siyah görülmeyip daha teferruatlı ve karmaşık rüyalar görmüş olma durumu için bir kıyas ya da yargı yoktur. Bazı rüyalar, bazı gerçeklere işaret ederler, ancak isabetli tabir de ayrı bir ilimdir: Kişinin kendine göre hayra dalalet eden bir rüya, aslında şerri gösteriyor olabilir. Bu yüzden istihareyi sünnette olduğu gibi yapmak gerekir. Fakat, istihareden daha önemli olanın,”istişare” yani, salih ve temiz bilirkişilere danışma olduğu da bilinmelidir.

Yatsı namazı kılınacak yatsı namazı kıldıktan sonra abdesti varsa yarabbi senin rızan için iki rekat istihare namazı kılacağım şeklinde niyet edilip Kafirün suresini okuyacak.

İstihare güzel ve güçlü bir sünnettir. Rasûlullah Efendimiz’in ashabına hemen her tereddütlü konuda “İstihare” tavsiye ettiği bilinmektedir. Ancak “İstihare”, kılma şekli ilmihal kitaplarında anlatılan iki rekat namazdan ve duasından ibarettir. Dua yaptıktan sonra, doğruluğu kalbine damlayan yönde hareket eder. Bir defa kılmasıyla kalbi bir yöne doğru ağırlık kazanmamışsa, bu namazı üç, beş, yedi defa tekrarlar, yine de kalbi seçim yapamıyorsa istişare de yapamıyorsa aklına uygun geleni yapar. Bu yedi defa iki rekatı, aynı anda da kılabilir. Sünnette öğretilen “istihare” budur.

Câbir (r.a)’den Peygamberimizin şöyle dediği nakledilmiştir: Resulullah (s.a.s) bütün işlerinde, Kur’an’dan sure öğretir gibi istihareyi de öğreterek şöyle derdi: “Sizden biriniz bir ise niyetlendiği zaman farzın dışında iki rekat namaz kılsın ve şöyle desin“:

İstihare duası: “Allâhümme estehiruke bi ilmike ve estakdiruke bi kudretike ve es’elüke min fadlike’l-azim. Fe inneke takdiru ve lâ akdiru ve ta’lemu ve lâ a’lemu ve ente allâmu’l guyûb. Allâhümme inkünte ta’lemu enne hâza’l-emre hayrun li fi dini ve meâşi ve âkıbeti emri tev âcili emri ve âcilihi. Fekdurhu li ve yessirhu li summe bârik li fihi. Ve in künte ta’lemu enne hâza’l-emre şerrun li fi dini ve maâşi ve âkıbeti emri ev âcili emri ve âcilihi f’asrifhu anni va’srifni anhu ve’kdur li el-Hayra haysü kâne. Sümme ardihi bihi” İstihare duasının anlamı: “Allah’ım yapmayı düşündüğüm su işin işlenmesinden yahut terkinden hangisinin hayırlı olduğunu bana ilminle kolaylaştır. Kudretinle senden güç istiyorum. Senin büyük fazlından ihsan buyurmanı dilerim. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter; benim gücüm yetmez. Sen bilirsin, ben bilemem. Sen şeyi çok iyi bilensin, Allah’ım. Eğer bu işi dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahiretimin sonucu bakımından benim için hayırlı olduğunu bilirsen o işi bana takdir et, kolaylaştır ve onu bana mübarek kıl. Eğer bu işi; dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahiretimin sonucu bakımından benim için şer olarak bilirsen, onu benden, beni de ondan uzak eyle. Nerede olursa olsun benim için hayır olanı takdir et. Sonra da beni bu hayırla hoşnut buyur.“

Sözlükte "hayırlı olanı isteme" anlamına gelen istihâre, terim olarak "bir iş veya davranışta Allah katında hayırlı olanı kılınan nâfile bir namaz ve dua ile talep etme" mânasında kullanılır. İnsanların, yapmak istedikleri bir işin kendileri hakkında iyi veya kötü sonuçlar doğuracağını anlamak için fal vb. uygulamalara çok eskiden beri başvurdukları bilinmektedir. Nitekim Câhiliye Arapları bir işe başlamadan önce, üzerine "evet" veya "hayır" yazılı "ezlâm" denilen fal oklarıyla karar verirlerdi. Kur'ân-ı Kerîm "şeytan işi" olarak nitelendirdiği bu uygulamayı yasaklamış (el-Mâide 5/3, 90), peygamberler dahil hiç kimsenin gaybı ve dolayısıyla bir işin kendisi için hayırlı olup olmadığını bilemeyeceğini, Allah'ın dilemesi dışında kendisine fayda veya zarar verecek bir güce sahip bulunamayacağını bildirmiştir (el-A'râf 7/188).

Hayr kelimesi ve çeşitli türevleri Kur'an'da sıkça geçmekle birlikte aynı kökten türeyen istihâre yer almaz. Ancak insanın şer zannettiği bir şeyin hayır olabileceğini (en-Nûr 24/11), bir şey hayırlı olduğu halde ondan hoşlanmayabileceğini, şer olduğu halde sevebileceğini (el-Bakara 2/216), Allah'ın her türlü noksanlıktan münezzeh olup dilediğini yaratarak seçtiğini (el-Kasas 28/68), her türlü hayrın O'nun elinde bulunduğunu, her şeye gücünün yettiğini (Âl-i İmrân 3/26), bir işe girişirken başkalarına danışmak ve karar verince de Allah'a güvenip dayanmak gerektiğini, böyle yapanlara Allah'ın yeteceğini (Âl-i İmrân 3/159; et-Talâk 65/3) ifade eden âyetler İslâm'da istihârenin istinat ettiği temel çerçeveyi oluşturur. Âlimlerin sünnet veya müstehap saydıkları istihârenin meşruiyeti Câbir b. Abdullah'tan rivayet edilen şu hadise dayandırılmaktadır: "Resûlullah, Kur'an'dan bir sûre öğretir gibi işlerimizin tamamında bize istihâreyi öğretiyor ve şöyle diyordu: 'Biriniz bir şey yapmaya niyet edince farz dışında iki rek'at namaz kılsın ve arkasından şu duayı yapsın: Allahım! Senden, senin ilim ve kudretinden hayır beklerim. Senin büyük lutfundan talep ederim. Sen kādirsin, benimse gücüm yetmez, sen bilirsin, ben bilmem. Sen bütün gizlilikleri bilensin. Allahım! Şu benim işim dinim için, dünyam ve âhiretim için senin ilminde hayır diye yer almışsa onu bana nasip et, onu kolaylaştır ve uğurlu kıl. Eğer şu işim dinim için, dünya ve âhiretim için senin ilminde kötü diye yazılmışsa onu benden, beni de ondan uzaklaştır. Hayır nerede ise onu nasip et ve gönlümü ona yönelt!' Hz. Peygamber sözüne devamla, 'İstihâreyi yapan kişi bu sırada işini de söylesin' dedi (Müsned, III, 344; Buhârî, "Daʿavât", 49, "Tevḥîd", 10; İbn Mâce, "İḳāme", 188).

Hz. Peygamber'in tavsiye ettiği istihâre duası: اللّهمّ إنّي أستخيرك بعلمك وأستقدرك بقدرتك وأسألك من فضلك العظيم فإنك تقدر ولا أقدر وتعلم ولا أعلم وأنت علّام الغيوب۰اللّهمّ إن كنت تعلم أنّ هذا الأمر خير لي في ديني ومعاشي وعاقبة أمري فاقدره لي ويسّره لي ثم بارك لي فيه۰اللّهمّ إن كنت تعلم أنه شرّ لي في ديني ومعاشي وعاقبة أمري فاصرفه عنّي واصرفني عنه واقدر لي الخير حيث كان ثمّ رضّني به.

İstihâre duasının, bu niyetle kılınacak iki rek'at nâfile namazdan sonra okunmasının en uygun usul olacağı konusunda dört mezhep görüş birliği içindedir. Mâlikî ve Şâfiî mezheplerine göre herhangi bir namazdan sonra da söz konusu duanın okunması câizdir. Hanbelîler'in dışında kalan üç mezhebe göre istihâre namazını kılmak mümkün değilse sadece dua ile de yetinilebilir. İstihâre namazı kerahet vakitleri hariç her zaman kılınabilir. Bütün mezheplere göre istihâre namazının en faziletlisi iki rek'at olarak kılınanıdır.

İstihâre duasının namazdan hemen sonra ve kıbleye dönülerek okunması, ellerin kaldırılması ve dua âdâbına riayet edilmesi, duanın kabul olma ihtimalini arttıran güzel davranışlar olarak telakki edilmiştir. Kişinin olumlu veya olumsuz bir karara varamaması halinde Hanefî, Mâlikî ve Şâfiî âlimleri, Enes b. Mâlik'ten gelen bir rivayete dayanarak (Münâvî, I, 450) istihârenin yediye kadar tekrarlanabileceğini söylemişlerdir. Şâfiî ve Mâlikî âlimleri, Hz. Peygamber'in bir rahatsızlık sebebiyle başkasını "okuyarak" tedaviye izin vermesi ve bu vesileyle söylediği, "Kardeşine faydalı olmaya gücü yeten bunu yapsın" (Müsned, III, 302, 334, 382, 393; Müslim, "Selâm", 61-63) sözünden hareketle başkası adına istihâre yapmanın câiz olduğunu ileri sürerken Mâlikî fakihi Hattâb bu uygulamanın bir dayanağını bulamadığını belirtmiştir (Mv.F, III, 246).

Enes b. Mâlik'ten nakledilen istihâre hadisinin devamında Resûl-i Ekrem, "Sonra kalbine ilk doğan duyguya/düşünceye bak, ona uygun davranman hayırlı olur" demiştir (Münâvî, I, 450). Buna göre istihârenin sonucunda insanın içine ferahlık, genişlik ve iç huzuru gelirse o işi yapması, sıkıntı, huzursuzluk ve darlık hali doğarsa yapmaması daha hayırlı görülmüştür.

İbnü'l-Hâc el-Abderî, hadislerde ifade edildiği şekliyle meşrû istihârenin bundan ibaret olduğunu, ayrıca bir işaret almak amacıyla kişinin veya bir başkasının onun adına rüya görmek üzere uyumasının, gün ve kişi adlarından uğur çıkarma gibi davranışlara başvurmasının bid'at olduğunu belirtir (el-Medḫal, IV, 37-38). İbnü'l-Hâc ayrıca, istihâre ile birlikte istişare etmesinin de sünnete uygun bulunduğunu söyleyerek kişinin her ikisini de ihmal etmemesi gerektiğini kaydeder (a.g.e., IV, 40). Bazı kaynaklarda rüyada beyaz veya yeşil görülmesinin o işin hayırlı olduğuna, siyah veya kırmızı görülmesinin şer olduğuna delâlet ettiğine dair nakledilen görüşler (İbn Âbidîn, II, 27) şahsî tecrübelere dayanmakta, dolayısıyla dinî bir mahiyeti bulunmamaktadır (Semîr Karanî Muhammed Rızk, s. 42-43). Şîa kaynaklarında bunun yanında tavsiye edilen diğer bazı istihâreler ve uzun dualar da aynı şekilde tecrübî ve örfî telakkileri yansıtan uygulamalardır. Yapılması istenen işin hayırlı olması için dua ettikten sonra kapalı haldeki mushaf açıldığında sağ sayfadaki âyetler rahmet âyetleri veya iyiliği emreden âyetlerden ise niyet edilen işin hayırlı olacağına, azap âyetleri yahut kötülükten sakındıran âyetler ise hayırlı olmayacağına işaret sayılması, Hâfız-ı Şîrâzî'nin Dîvân'ı ile Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin Mes̱nevî'sinin de bu maksatla kullanılması, Fâtiha sûresiyle Kadr sûresi okunduktan sonra istihâre duası yapılarak tesbihin bir yerinden tutulması ve niyete göre tek veya çift gelmesinin o işin hayırlı olup olmadığına işaret sayılması, iki rek'at namaz kılıp 100 defa, "Allah'ın rahmetiyle âfiyet içinde hayırlısını diliyorum" dedikten sonra üzerine "yap" ve "yapma" yazılan kâğıtların belli bir usule göre çekilmesi bunlardan bazı örneklerdir (Muhammed Bâkır el-Meclisî, s. 63 vd.; Muhsin el-Emîn, I, 221-231).

İstihâre, kişinin gerekli bütün çabayı sarfedip araştırma ve istişarelerini tamamladıktan sonra hakkında hayırlısını takdir etmesi için Allah'a dua etme, kulluk şuurunu canlı tutma ve ortaya çıkacak sonuca rızâ göstererek ruh sağlığını koruma gibi çok amaçlı metafizik bir olaydır. Bu sebeple de iyi veya kötü olduğu açık şekilde bilinen bir şeyi yapıp yapmama konusunda değil, gerek dünyevî gerek uhrevî bakımdan kişi hakkında hayırlı olup olmayacağı kestirilemeyen işlerde söz konusu olabilir. Dinen iyi ve hayırlı olduğu bilinen işlerin zamanı, şekli vb. hususunda da istihâre yapılabilir. İnsan geleceği bilemediğinden bir şeyi ilk bakışta iyi zannetse de onun sonucundan emin olamaz. Bu sebeple bir iş yapacağı ve ileriye yönelik önemli bir karar vereceği zaman istihâre yoluyla her şeyi bilen Allah'ın kılavuzluğuna ve yönlendirmesine başvurması, O'ndan yardım istemesi, kişinin davranışlarındaki sorumluluğunu kaldırmamakla birlikte onda bir güven hissi doğuracağı ve takdire rızâ göstermesini sağlayacağından önem taşımaktadır. Dolayısıyla istihârenin dinî öğretideki kader, tevekkül ve sabır anlayışıyla yakın ilgisi bulunur.

Hz. Peygamber'in tavsiyesi doğrultusunda istihâre eskiden beri İslâm dünyasında âdet olmuş ve önemli önemsiz birçok hususta günlük hayatın bir parçası haline gelmiştir. Kumandanlar sefere çıkmadan, sultanlar veliahtlarını belirlemeden önce istihâre yapar ve bunun sonucuna genellikle uyarlardı. Evlilik öncesinde ve çocukların isimlerinin konması esnasında da istihâre yapmak âdet olmuştur. Ayrıca birtakım tartışmalı dinî meselelerde fetva verirken bazı âlimler ulaştıkları sonucu istihâreyle destekleme yoluna gitmişlerdir (meselâ bk. İbnü's-Salâh, I, 293, 396; II, 434, 484, 485, 507).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

Rüyada ne olacağını görmek için okunan dua?

Kim rüyasında istediği şeyi görmek isterse: "E lâ ya'lemü men halak, ve hüvel latıyfül habiyr."(mülk suresi 14. ayet) ayeti kerimesini yatarken dokuz(9) defa okumalıdır. Buna yedi(7) gün devam edin her istediği şeyi Allah'ın izni ile ruyada haber verirler, ek olarak uyuyana kadar "Ya Latif, Ya Habir" okunabilir!

Dilek rüyasına nasıl yatılır?

Namaz kılındıktan sonra istihare duası okunur ve ardından kıbleye doğru bir şekilde yatılır. Rüyada beyaz veya yeşil renkler görünürse o işin kişiye hayırlı olacağı, siyah ve kırmızı renkler görülürse işin şer olduğu anlamına gelmektedir. Şer olandan kaçınmak gereklidir.

Rüyada istediğini görmek için ne yapmalı?

Uykuya dalmadan önce baş ucuna bir fotoğraf, sembol veya boş bir kâğıt parçası koy. Rüyasını görmek istediğin şeyi yansıtan bir şey al ve yatmadan önce onu yanına koy ki o, görmek istediğin rüyaya geçmene yardımcı olabilsin. Belirli bir kişi hakkında rüya görmek istiyorsan bu kişinin resmini baş ucuna koy.

Rüyada bir işin hayırlı olup olmadığını nasıl anlarız?

İstihare, bir işin hakkında hayırlı olup olmadığını anlamak için abdest alıp iki rekât namaz kıldıktan sonra bu husustaki duayı okuyarak o işle ilgili rüya görmek üzere uykuya yatmaktır.

Toplist

Son Gönderi

Etiketler