El ayak hastalığı geçiren tekrar geçirir mi

Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Tıp FakültesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Cevit, genellikle virüslere veya gribal enfeksiyona bağlı olarak ortaya çıkan "el-ayak-ağız sendromu"nun, bağışıklık sistemi zayıf çocuklarda daha ağır seyrettiğini bildirdi.

Cevit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "el-ayak-ağız sendromu" olarak adlandırılan hastalığın genelde üst solunum yolu enfeksiyonu bulgularıyla başladığını, bu belirtilere hafif öksürük, burun akıntısı, yutkunurken boğazda ağrı, dil, ağız ve yanaklarda lezyonlar (doku bozukluğu) ile ağız etrafında kırmızı benekli lezyonların eşlik ettiğini söyledi.

Ağız etrafındakilere benzer olarak el ve ayakta da lezyonlar görüldüğünü belirten Cevit, bu belirtiler görülen çocukların ateşinin yükselmemesi gerektiğini ifade etti.

Bu sendromun genelde küçük yaşlardaki çocuklarda sık görüldüğünü dile getiren Cevit, şunları kaydetti: "Okul öncesi, 3-6 yaş arasındaki çocuklarda sıklıkla görüyoruz çünkü bu çocuklar, ilk defa virüsle karşılaşıyor ve virüslere karşı duyarlı. Bu duyarlılıktan dolayı vücudun bağışıklık sistemi savunmaya geçinceye kadar hastalık da zaten geçiriliyor. Genel olarak 'el-ayak-ağız sendromu' geçiren çocukların yüzde 90'ında bir daha bu hastalık görülmüyor. Bir kez geçirildikten sonra bir daha bu sendrom aynı virüsle tekrar olmuyor. Özellikle savunma sistemi zayıf, kansızlığı ve demir eksikliği olan çocuklar bu hastalığı daha ağır geçiriyor."

Prof. Dr. Cevit, genelde bu hastalığın kendiliğinden geçtiğini ve özel bir tedavisinin olmadığını belirterek, "İkinci bir bakteriyel enfeksiyon durumunda tedavi edilmesi gereken bir hastalık. Bunun dışında genellikle altta yatan bir savunma sistemi hastalığı yoksa, çocuğun ateşi yükseltilmez, doğal beslenmesi devam ettirilirse, ikinci bakteriyel enfeksiyonlar da engellenirse bu çocuklarda tedaviye gerek duyulmaz ve hastalık 7-10 gün içerisinde kendiliğinden geçebilir ama çok uzun sürerse ve çocuk ikinci enfeksiyon kapmışsa yatarak tedaviyi daha uygun görüyoruz" diye konuştu.

Hastalığın özellikle sonbaharda sık görüldüğünü aktaran Cevit, ailelerin çocuklarının el, ayak ve ağız temizliğine dikkat etmesi gerektiğini belirtti.

Toplu yaşam alanlarında bu hastalığın bulaşma riskinin fazla olduğuna dikkati çeken Cevit, "Bu rahatsızlığı geçiren hastalarla temastan kaçınılmalı. Solunum yoluyla da bulaştığı için hastanın bulunduğu ortamlar, sık sık havalandırılmalı. Güneş gören sınıflarda ve kreşlerde eğitim yapılmalıdır. Bu tedbirler, hastalık riskini azaltır" şeklinde konuştu.

Giriş: 27.08.2017 - 15:56 Güncelleme: 27.08.2017 - 16:03

Dr. Hasibe Uyğun Küçükapan, el, ayak ve ağız hastalığının suçiçeği hastalığına benzer özellikler gösterdiğini belirterek, hastalıkta antibiyotik kullanılmaması gerektiğini söyledi

El ayak hastalığı geçiren tekrar geçirir mi

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hasibe Uyğun Küçükapan, el, ayak ve ağız hastalığının suçiçeği hastalığına benzer özellikler gösterdiğini belirterek, hastalıkta antibiyotik kullanılmaması gerektiğini, yapılacak şeyin semptomatik tedavi olduğunu söyledi.

Dr. Hasibe Uyğun Küçükapan, el, ayak ve ağız hastalığının suçiçeği hastalığına benzer özellikler gösterdiğini belirterek, "Ayak, ağız hastalığı çocuklarda görülen bulaşıcı, viral (virüslerle ilgili) döküntülü bir hastalıktır. Birden fazla virüs sebep olduğu için bir kez geçiren çocuk tekrar bu hastalığa yakalanabilir. El, ayak hastalığını tarif ederken, hastalık halk arasında çok bilinmediği için suçiçeğinin kardeşi diye tarif ediyoruz. Çünkü hastalık ateş ve boğaz ağrısıyla başlıyor daha sonra ağız içerisinde yaralar çıkıyor daha sonra el ve ayaklarda bazen popoda olabilecek şekilde suçiçeğini andırır tarzda içi su dolu kabarcıklar, kızarıklıklar, döküntüler meydana geliyor. Özellikle hastalığın ilk gününde hekime başvurulmuşsa ateş ve boğaz ağrısı yakınması ile gidilmişse ve fizik muayenede de boğaz kızarıklığı tespit edilmişse çok kez bu hastalara boğaz enfeksiyonu düşünülerek antibiyotik başlanabiliyor. Oysaki viral bir hastalık olduğu için antibiyotiğin tedavi de yeri yok. 1-2 gün sonra döküntüleri ortaya çıkınca hastalığa tanı koymak daha kolay oluyor" ifadelerini kullandı.

"HASTALIKTAN KORUNMAK İÇİN TEMİZLİĞE DİKKAT EDİLMESİ GEREKİYOR"

Dr. Hasibe Uyğun Küçükapan, hastalığın damlacık yoluyla, yakın temasla ve tükürük ya da dışkı yoluyla bulaştığını vurgulayarak, "Çocukların aynı oyuncakları oynaması, aynı tabak, bardağı kullanması aynı ortamda bulunması hastalık için kolaylaştırıcı ve bulaştırıcı bir faktör. Hastalıktan korunmakta her bir viral hastalıkta olduğu gibi el temizliği çok ama çok önemli. El yıkamak koruyucunun önüne geçebilir ve hasta bireyin izole edilmesi gerekir. Hastalık kendi kendini sınırlayan aslında iyi huylu bir hastalık" dedi.

"HASTALIĞIN TEDAVİSİ ANTİBİYOTİK DEĞİL"

Küçükapan ayrıca hastalıkta antibiyotik kullanılmaması gerektiğini belirterek, "Çok fazla komplikasyon (karmaşıklık) görmediğimiz bir hastalık hastalığın tedavisi antibiyotik değil hastalıkta yapılacak şey semptomatik tedavi. Bunun için ateş düşürücü ağrı kesiciler ağız yaraları için ağız bakımı ve ağrı azaltıcı spreyler bağışıklığı desteklemek amaçlı kara mürver ekstresi içeren gıda takviyesi gıdalar kullanılabilinir. Doğal ürün olarak dut pekmezi ağız yaralarına iyi gelmektedir. El ve ayakta ki döküntüler için kaşıntılı olabiliyor bunun için alerji şurupları ve yine kaşıntıyı azaltıcı krem ya da losyonlar kullanılabilinir. Hastalık 1 hafta içerisinde kendini sınırlayarak düzeliyor ama bazen çocuktan çocuğa, bağışıklık sistemine göre hastalığın bulguları da hafif ya da şiddetli olabiliyor. Bazı çocuklar bu dönemi daha zor atlatabiliyor. Ağızdan hiçbir şekilde beslenemeyen çocuklar oluyor. Bunların da o dönem hastaneye yatırılıp sıvı tedavisiyle gıda takviyesini yapılması ve çocuğun susuzluğa gidişinin önlenmesi gerekiyor. Hastalık çok bulaştırıcı olduğu için hastalığı aslında 5 yaş altı çocuklarda görüyoruz ama daha büyük çocuklarda ergenlerde de görülebiliyor. Özellikle bağışıklık sistemi baskılanmış olan kişiler gebeler ve kanser hastalarıyla bu çocukların yakın temasının önlenmesi gerekiyor. Hastalığı geçiren çocukların kreşe gönderilmemesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

El ayak hastalığı bulaşıcılığı kaç gün?

Özellikle uygulanan bir tedavisi olmayan ve kendi kendini sınırlayan hastalık, 1 hafta kadar süreyle bulaşıcılığını sürdürür. Bu hastalıkta ateş ve ağrı giderici olarak parasetamol ve ibuprofen içeren şuruplar önerilir. Döküntüler kaşıntılı ise kaşıntı giderici losyonlar fayda edebilir.

El ayak hastaligi kalici mi?

El ayak hastalığı, 7 ila 10 gün sonra herhangi bir tedavi uygulanmasa dahi çoğunlukla kendiliğinden iyileşir. Hastalık için bir ilaç tedavisi ya da aşı yoktur. El ayak hastalığı tedavisi belirtileri hafifletmek için yapılan bazı yöntemleri içerir.

El ayak hastalığı büyüklere Geçer mı?

El ayak ağız hastalığı, en sık 5 yaş altındaki çocuklarda görülen, fakat bazı durumlarda daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde de görülebilen bulaşıcı ve viral bir hastalıktır.

El ayak hastalığı virüsü kaç gün yaşar?

Virüsün 5-7 günlük kuluçka süresi vardır. Virüs bulaşır bulaşmaz hastalık başlamaz, virüs bulaştıktan sonra 5-7 gün içinde belirtiler başlar. Hastalık genellikle ateş (38-39 derece), iştahsızlık, halsizlik, kırgınlık, kulak ve boğaz ağrısı ile başlar. Karın ağrısı ve öksürükte olabilir.